Sepetim
Sepetinizde ürün bulunmuyor.
Image
Hasan Basri Kiymaz | 3/18/2024 | İddialara Cevaplar

Dua etmek varken niye böyle şeylere ihtiyaç duyuyorsunuz? Tılsım, vefk nedir? Bence bunların hepsi büyüdür.

Dua etmek varken bu gibi şeylere ne gerek olduğu açıklanmaktadır.

CEVAP:


Duayı 3'e ayırabiliriz; fiili, sözlü, yazılı. Biz konumuz bu olduğu için tılsım ve vefkler üzerinden gidelim. Tılsımve vefkler yazılı dua sınıfında yer almaktadır. Peki bu tılsım ve vefk nedir, bir örnekle anlatalım: Bir kimsenin faydasına vesile olacak bitkileri toplayıp ondan kendine şurup yapması dua etmek gibi, bir eczaneye gidip faydasına vesile olacak şeyleri tek bir hapta alması vefk ve tılsım gibidir. Çünkü vefk ve tılsım aslında bir şeylerin formülü, kodlanması, sırlanmasıdır. Görünürde bir ot gibi aşikar değil, hap gibi sırrı içinde saklıdır. Ona bakmak ile mahiyetini kavrayamazsın. Bilen bir göz ise mahiyetinde nice bitkilerin karışımının kendisinde kondense olarak toplandığını görür. Şimdi gelelim büyüdür bahsine. Öncelikle büyünün ne olduğunu bilmek gerekir ki, ona göre bu büyüdür veya büyü değildir diye ayırt edebilecek bir nazara sahip olalım.


Büyüdür:


Büyü; sözlü okumak ve üflemek ile yapıldığı gibi, bunları tılsım ve vefke dönüştürüp yazmak tercih edilerek de yapılabilir. Yani büyü sadece yazıyla da sınırlı değildir. Büyüyü büyü yapan şey ise içeriğidir. Büyü; içeriğinde küfür ve şirk barındıran, amelde ise pis şeyler ve haram işler ile yapılan ameldir. Baştaki örnekle yine bir hap gibidir, ancak zehirdir.


Büyü Değildir:


İçeriğinde esma, ayet, dualar barındıran okuma üflemeler (yani rukye) ve bunları tılsıma, vefke dönüştürüp yazmayı tercih etmek büyü değildir. Bunlar; amelde temizliği gerektiren ve helal olan işler ile yapılan ameldir.

Baştaki örnekle biiznillah derde deva bir hap gibidir.

İşte büyü ile duanın farkı ve ayrımı buradan gelir. Görünüşe aldanmamalıdır. Neticede ikisi de aynı şeyler, benzerdir dememelidir. Çünkü ikisi de aynı ağızdan çıkmakla beraber; bir söz insanın ebedi cennet ile müjdelenmesine sebep oluyorken, bir söz de kendisini o cennetten çıkarıp, ebedi cehennem ile muhatap tutabiliyor. Küfrün ve imanın dilde çıkış yeri aynı olsa bile manada bambaşkadır. Oysa görünürde ikisi de yalnızca ses ve kelimelerden ibarettir. Fakat buna bakılmaz, manada neyi teşkil ettiğine bakılır ve öyle hükmedilir.